Mersin bu tür provokasyon kokan eylemlere fırsat vermemeli…

Meclis üyeleri konuşurken, gazeteciler yazarken, siyasetçiler söylenirken bin defa daha dikkatli olmalılar.

Mersin Büyükşehir Belediyesine bir Molotof’lu saldırı olmuş ve yangın çıkmış. Sosyal medyadan gördüğümüz kadarıyla yangın erken söndürülmüş. Çok daha vahim can kaybı da olabilirdi.

Madımak oteline de böyle bir provakatif eylem sonucu, ateş atılmış ve sonrada 30’a yakın sanatçı alevler arasında can vermişti. Hala o acıların izleri dinmedi.  Birilerinin ekmeğine yağ sürmekten öteye geçmeyen bu eylemler, halkı birbirinden asla koparmaya yetmeyecek ve bu halk birlikte ve ortak değerler etrafında yaşamaya devam edecek. Çünkü bu memleket sadece birilerinin değil, hepimizin.

Saldırganın işten atılan biri olduğu söylentileri üzerine bizde bilgi almaya çalıştık. Verilen bilgilere göre, bir yıla yakın bir süredir kimsenin belediyeden işten atılmadığını, yasal olarak ta atmanın mümkün olmadığını, saldırganın işe gitmediği ve bu nedenle iş akdinin fes edildiğini öğreniyoruz.

Hey zavallı adam! İşe gitmeden nasıl maaş alınır. Orada akşama kadar temizlikte, parkta, asfaltta çalışan insan değil mi?

Her ortamda senin üzerinden siyaset yaparak, seni bu derece dolduruşa getiren, saldırganlaştıran, içindeki sadist duyguları harekete geçiren, bazı meclis üyeleri, siyasetçiler seni çok düşünüyorlarsa neden bugune kadar sana iş vermediler. Ya o alevler büyüseydi ve senin gibi çalışanların canlarına zarar gelseydi ne olacaktı! Kendin gibi emekçi arkadaşlarını hiç mi düşünmedin?

Allah korusun, kapılar yansa insanlar içeride kalsa büyük bir facia yaşanabilirdi.

Öğrendiğimiz kadarıyla bir yıldır bir tek çalışan işten çıkarılmamış. Yasal olarak ta çıkarılamaz.

Ancak haklı nedenlerle işi aksatan, disiplin suçu işleyen, işe gelmeyip Kocamaz döneminin bankamatikçiliğine devam edenlerin iş akitleri fes ediliyormuş.

Bu musibetlerin çoğu Kocamaz döneminin eseri olduğu konuşuluyor. İşe vasıfsızları doldurduğu, çalışan deneyimli işçileri işten attığı konuşuluyor.

Bu konuda emniyetimizin olayın üzerinde hassasiyetle durması ve suçluların cezalandırılması lazım. Mersin’de yakaladığımız huzur, barış ve kardeşlik ortamını bozmaya kimsenin hakkı yoktur.

Allah korkusu olan bir şahıs, bu tür saldırılarda bulunmaz. Allah korkusu olan biri, bu tür işten çıkarma olaylarını bahane ederek insanları kışkırtmaz. Canı veren Allah’dır, ancak Allah alır, öyle değil mi?

Hak arama yolu bu değildir. Dünden beri tüm sosyal medyada büyük tepkinin nedeni de budur. Herkes olayı kınarken, aynı zamanda bu tür saldırılara bahane uyduranları da kınıyor.

Hele bazı gazetecilerin ama lı, fakatlı yazıları ise, onları daha da haksız duruma düşürüyor.

Bu tür saldırılara hiç kimsenin prim verme hakkı olamaz, olmamalıdır. Demokrasiye, adalete, sandığa inanıyorsak, hangi parti kazanırsa kazansın sonucu kabüllenmek insanlığımızın gereği olması lazım.

Herkes aklını başına almalı ve gerginlikten uzak durmalı. Büyükşehir çalışıyorsa, hizmet ediyorsa köstek olmak değil, destek olmak lazım.

Vicdanınızın sesini bir yoklayın!

Ya büyük can kaybı olsaydı ne olacaktı?

Şov yapan Meclis üyeleri mutlu mu olacaktı! Allah bilir onların çocukları nerde hangi makamda güzel maaşlarla çalışıyordur. İsteseniz sizi bu duruma getirenlerin çocuklarının nerde çalıştıklarını bir araştırın, olayın tamamıyla politik olduğunu göreceksiniz.