Ana Sayfa Yazarlar 15.04.2021 1129 Görüntüleme

BASININ KISKANÇ VE TETİKÇİLERİ!

Bazı kişiler işlerini güçlerini bırakmışlar kendilerini pazarlamaya çalışıyorlar.
Bazıları da sahibinin sesi olarak “avcılık” yapıyor!
Geçen Pazar günü Mersin için çok önemli bir canlı yayın programı gerçekleşti.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Vahap Seçer, uydu üzerinden yayın yapan üç, toplam dört, televizyonun konuğu oldu.
Bu canlı yayın aynı zamanda yirmi iki radyo tarafından da kamuoyuna aktarılmaya çalışılmış. Aslında Mersin yerel basınını desteklemek, kamuoyuna doğru ve direk bilgi aktarımını sağlamak için iyi bir yöntem. PANDEMİ koşularında herkes can çekişirken Yerel radyo ve yerel basına destek sağlamaya çalışan MBŞB Basın Yayın dairesi başta olmak üzere bütün dairelerin neler yaptığını halkımız ve emekçi konumunda olanlar biliyor. Ancak tuzu Kuru olanların kendilerini farklı kılan talep istek ve gayretlerinin kibrinde olanların bunu anlaması mümkün değildir. Yazılarında esrarengiz başlıklar koyarak, isim yazmayarak gizemli bir üslup kullanarak, korkakça, bıyık burma ve yarım dudak ağzı ile hırlayan ‘ağır abi’ tavırlarla sahibinin isteklerini dayatanlar daha çok bekleyecekler.
Günlük, haftalık, aylık yazılı basın gazetelerinin birkaçı hariç, İnternet Gazeteleri, Radyolar ile diğer alanlarda ki dergi ve neşriyatın tümüne aynı koşullarda hiç ayrım yapmadan elinden geleni katkıları yapan MBŞB Başkanı ve Basın yayın halkla ilişkiler daire başkanına gösterilen hasma ne tavır hızını almadan bizlere de yönelince çizmeyi aşmış oluyorlar. Ayrıcalık dayatmaları ve bildikleri yöntemlerle organize ‘ŞANTAJCI GAZETESİ’ isminin vasıflarını taşıyan tavırlarına hedef olunca artık bizimde cevap vermemizin zamanı geldi.
Haberci gazetesinde köşe yazan ve kendisine “Abi” süsü veren, üst telden çalmaya ve bakmaya alışmış dinozor köşe yazarlarına özenmiş biri var. Yüksel Ekici diye biri.
Bu günde kiminle hesabı vardır diye meraktan takip ederim. Meslektaşlarına yukardan bakan, fitne sokan, mesleki konulara ilgi duymayan hatta koltuğundan bile kalkmayan kendine muharrir edasıyla davranılmasını isteyen bu zat canlı yayınla ilgili kendince eleştirmiş bizi. Biz soru sormamışız, ısmarlama sorular sormuşuz gibi laflarla bizi küçük düşürmeye çalışıyor.
Bak Yüksel Ekici seni bilmem ama ben onurumla, namusumla demokrat duruşumla hiç kimsenin emrinde olmadan kendimce kitaplarımı yazıyorum. Tiyatro, sinema, siyaset, sağlık ve sosyal yaşam üzerinde yurt içi ve yurt dışı Şimdide PANDEMİ sebebiyle yurt dışı çalışmaları beklemede olup yaşadığım bu kentte programlar yapıyor yazı yazıyor sosyal ve siyasi çalışmalar yürütüyorum. Görevimi karşılıksız icra ediyorum. Düşünce ve fikirlerimi imler, imgeler, simgeler içinde saklamadan seninde gazetenin de ismini yazarak gizem ve şüpheler yaratmadan yazıyorum. Hiç kimseden bir beklentimde yok. Hiç kimseye diyetim, hiç kimseden de korkum yok. Beni her zaman eleştirebilir düşünceni söyleyebilirsin. Ama ismimi de söyle korkma. Ben fikirleri düşünceleri ve davranışları ile varım. Sana da tepkim yine bu şekilde olur. Ama ben senin gibi bilmeden tanımadan kimseyi de küçümsemem. Basın emekçilerini “ukalaca” eleştirmek gazetecilik değildir.
Bende arkadaşım, meslektaşım Kanal 33 programcısı emektar Ahmet Özdemir’de namusuyla emeğiyle geçinen insanlarız. Senin gibi sahibinin sesi! Hiç değiliz.
Biz bir kentin Büyükşehir Belediye Başkanının İKİ YILINI DEĞERLENDİRDİĞİ PROGRAMDA ONU SIKIŞTIRMAK DEĞİL, NELER YAPTIKLARINI KAMUOYUNA AKTARMASI KONUSUNUN İŞLENDİĞİ BİR PROGRAM’ da kolaylaştırıcı (moderator) görevini yapıyoruz. Bu program farklı konukların olduğu bir tartışma programı değil ki.
Hayatımız sahada çalışmakla geçti. Senin gibi masa başında ahkâm kesmiyoruz.
Bu kendinden menkul “Abilik” rolüne soyunmuş Yüksel Ekici kibrinle yazılarına tekrar göz attım. Yani biraz daha farklı konulara ulaşabilir miyim diye. Fakat hep aynı sektöre aynı amaçla saldırılar gördüm.
Baktım ki kıskançlık krizine girmişsin. Sahibinin sesi olmak iyi bir şey değil söylemesi benden.
Ettiğin laflara bakınca sanırsın Arşa alayı sen yaratmışsın. Yüksek perdeden atıp tutuyorsun. İşin gücün de Büyükşehir Belediyesini sıkıştırmak. Çokta ciddiye alınmadığın görünüyor. Sektör bazında MBŞB karalama uzmanlığına talipsin. O Senin tercihin. Ama bizi kendiişlerine karıştırma.
Biraz daha araştırdım ve baktım ki yazdığın gazete de aynı çizgideymiş. Mersin’in sorunları, tamamlanamayan yatırımlar, işsizlik, yolsuzluk, hukuksuzluk hiç önemli değil!
Varsın yoksun Büyükşehir! Sahibi de Ankara’da iş adamıymış. Buraya nasıl geldiğinin hikâyesi de varmış. Bizi ilgilendirmez bunlar.
Bazen duyuyoruz şantajcılık yapan gazetecilerin olduğunu. Ama kimler olduğunu, ne istediklerini bilmiyoruz tabi. Biz bu akçeli işlere girmediğimiz için ilgi alanımız değil.
Bazı gazete sahipleri ve gazeteciler kurumların başına bela olurlar. İyi besledin mi sesleri çıkmaz. Övgülerle sayfalarını süslerler. Beslemedin mi ya da verdiğini beğenmediler mi vay haline. Başlarlar kötülemeye, tetikçiliğe!
Basın ilkelerine, etik değerlerine aldırış etmeyenler ortada yalpalamaya devam ederler. Herkes bunların ne olduğunu bilir. Gazetenin manşetine bakıldığında niyetleri anlaşılır. İyi beslenmemiş ise; doğru, iyi, güzel’ in bir anlamı yoktur bazıları için.
Ahlaksızlık, hırs, kıskançlık ön plana çıkar. Yerel basında dik durmaya çalışanlar da var. Yazdıklarıyla, sorumluluklarıyla dik durmaya çalışanlar da var.
Bu basın emekçilerini, saygın gazete sahiplerini zan altında bırakan, yerel basını itibarsızlaştıranların da teşhir edilmesi lazım.
Bak Yüksel Ekici…
Bizimle dalga geçebilirsin, küçümseyebilirsin, program tarzımızı beğenmeyebilirsin ama aşağılamaya asla yeltenmemelisin. Herkes haddini bilmeli ve önce kendini sorgulamalı.
Baskı altında yazmanın yaratığı ruh haline bağlıyorum.
Yüksel Ekici önce benim kim olduğumu bir öğren ondan sonra küçümsemeye çalış!
Ben emeğiyle çalışan, insanların sosyal yaşama çabalarında yanlarında olan ve PANDEMİ ye rağmen uğraş veren, her hafta toplum yararına TV programları yapmaya çalışan, yazan düşünen ve aktaran bir emekçiyim.
Kendine gel ve Ahmet kardeşimle birlikte bizden önce bir özür dile…
Değerli okuyucularım hepiniz beni tanırsınız. Bu üslup ile asla size yazmadım. Ancak onurumuzun kırılması hakir görülme ve hak etmediğimiz bir tonla aşağılanmaya karşı kayıtsız kalamayacağımı sizde bekliyorsunuzdur biliyorum.
Bende beklentinize cevap verdim.
Kalın Sağlıcakla.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Hazır Site by Uzman Tescil webmaster